Ovid in the Third Reich, Geoffrey Hill (Quote) w/ Moddi

I love my work and my children. God
Is distant, difficult. Things happen.
Too near the ancient troughs of blood
Innocence is no earthly weapon.


The full version of the poem can be found in Poetry Foundation.

Source:
Geoffrey Hill, “Ovid in the Third Reich” from New and Collected Poems, 1952-1992. Copyright © 1994 by Geoffrey Hill. Used with the permission of Houghton Mifflin Company. All rights reserved.
Source: New and Collected Poems 1952-1992 (Houghton Mifflin Harcourt, 1994)


It reminded me of Moddi’s A Matter of Habit:

Oh, being human is a matter of habit
A few baby steps, then you get better at it
To be for one minute, just now, just recall
The opposite side of the towering walls
But our hearts have hardened along with our skin
We built a bubble and let no one else in

Hong Sang-soo | Tactile Not I

Yöntemi Tan Tolga Demirci’den çalıyorum, onun da Švankmajer’den esinlendiğini düşünüyorum. Blogunda en sevdiğim kısımdı Tactile Deneyler. Ben de kendime göre yaparım. Deneye deneye belki öğrenirim. Hong Sang-soo için tactile not.


gör: sonradan eklenmiş dijital gren efekti
kokla: içki dökülmüş masa örtüsü
dokun: tiftik yün atkı
duy: asfalt ve çiseleyen yağmur
tat: küflü zarf

boksi I

önümde sağ ayağı yanmış bir
üst kollarına che dövmesi yapmış, üç sivil
kapalı alanlarda mırıldanıyor mır mır
alerta alerta anti faşista
şok şok şok, duvar geçen güneş sokağında
şarkılarla yavaşça
almanca öğreniyoruz

haftalar geçmiş, yeni bir gün bu
vagabond gemisinde sessiz bir bahçedeyiz
greta’yla şarkılar dinliyoruz şimdi
zengin öldürüyoruz ama bir başlayamadık ki
burayı görmüş geçirmiş mutlu punk çiftler
bize bakıp o dövmeleriyle gülümsese
güneşin batışıyla tekrar kapalı alanlarda
ucuz ledlerle öylesine ışıklandırılmış
okuma lambasının etrafında buluşan mahalle sinekleriyle
bir gün yaklaşıp, sarılı veriyoruz

kenarından çizdiğimiz bir yolda çok yavaş adımlarla
sırtımızda kamp çantalarımız, çok yüksek bir bpm’de
x > 90, hesabı ödeyelim, gına yolda
bundan sonra çok demeyelim, abartma

they don’t know they are brainwashed
biliyorlar ama boş, yine yapıyorlar
sırtında büyük harflerle do you want to die (ah)
bir miktar beyaz pamuk üzerine kızıl kara verbatim
iki dakika yedi metre
uzaktan izledim
şairleri google’dan birkaç kelimeyle takipteyim
burada şiir kitabı yok ya
bookmark’larımda ‘ş’ klasörü hemen
arılar kovdular, hamam böcekleri de kovar
hırsızlar da kavgaya katılınca yerimden oldum
kendimi posta kutusunda buldum (yo)

elektronik sigara ikram ediyorsun, hem de bio
kundera’nın ölüşü ve ursula’nın daha önce
bunlara hetero pesimizmi de ekledik sonra
daha çok dövme, daha çok kayıtsız saçlar
succession’ın finali, cam kavanozun yuvarlanışı
emojiler
iki saat ses pornosu dinledikten sonra
sıcacık bir pazar gününde biz ne yapmalıyız
göl hariç
başkalarıyla, dostlarıyla çiçekli bir kahve fotoğrafı olup
inanmayarak tüm olan bitene
parklaşamamış bir meydandaki ağaca sorduk
n’aber diye

para kommt, angst yok
diz ağrılarını twitter’a nası’ yazıyorlar
from pakistan, with love, wa22ermann
benim de rakamlı bir adım olsun mu
ya da mavi ışıklar ve hidrasyonla
çilekli yoğurt yiyerek geçebilen sakin hayat