“Benden hayır yok, sabah çıkıyorum, gecelere kadar. Çünkü neden, yapı durmaz. Mıknatıs gibi çeker işçiyi kendine. İnanın, düşlerime girer benim yapılar. Pencereleri göz olur, üstüme dikilir.”
– Melih Cevdet Anday, İsa’nın Güncesi
Rob Lucas’ın 2010’da New Left Review’da yazdığı kişisel ve politik “Dreaming in Code” makalesini yıllar önce keyfine çevirmeye başlamıştık Hüseyincan ile. Yıllar sonra Praksis’in “Dijital Kapitalizm Dedikleri” sayısı çıkaracağını duyunca acaba orada yayımlayabilir miyiz diye Hüseyincan sormuş. Üzerinde bir daha çalıştık, arkadaşlarımıza yolladık, onlar düzelttiler. O kadar mutlu olmuştum ki arkadaşlarımın vakit ayırıp okuması ve önerilerde bulunması üzerine, o noktada yayımlanmayacak olsa bile bana yetmişti mutluluk. Praksis de epey öneri ve katkı sundu gönderdikten sonra, sağolsunlar. Bir şeyler öğrendik çeviri yapmaya dair. Şimdi yayımlanıyor, yeni sayısı Eylül’de çıkıyormuş Praksis’in, #59. Dipnot’un sitesinden indirimli satın alınabiliyor.
Dipnot bülteninden alıntılarsam, “… bu sayıda, dijital teknolojileri yücelten fütürist ve ütopyacı bakış açılarına karşı dijital kapitalizmde üretim, dolaşım ve tüketim süreçlerindeki çelişkilere ve dönüşen emek süreçlerine odaklanmayı amaçlıyoruz. “Dijital kapitalizm” kavramına da eleştirel bir yerden bakmak için bu sayıya “Dijital Kapitalizm Dedikleri” başlığını uygun gördük” yazmışlar. Ursula Huws söyleşisi var, ben onun kitabından kısa bir pasajı blog’a eklemiştim eskiden, çok iyiydi Küresel Dijital Ekonomide Emek kitabı. Yazılım, sağlık, gözetleme, pandemi, estetik ve müşterekler üzerine metinler var sayıda. Twitter’da birisi “Rob Lucas’ın ‘Dreaming in Code’ makalesinin tercüme edilmesi de çok iyi olmuş.” demiş, amanın Başından azıcık paylaşayım. İlk cümleleri uzun ve zor gelmişti, denedik. Metnin başlığının çevirisi üzerine baya düşündük, tartıştık ve sonunda buna karar verdik, Kodda Düşlemek:
“Bu sabah, uyku ile uyanıklık arasında, rüyaların rüya olduğunun farkına varılabildiği uyanmanın hemen öncesi bir anda yine kodda düşlediğimi fark ettim. Son birkaç haftadır aralıklarla başıma geliyor bu durum; aslında bilinçdışımın kıvrımlarında dönüp duran içeriğin çoğu zaman farkında oluyorum, mesleğimle soyut bir biçimde bağlantılı bir içerik bu. Çağrı merkezinde çalıştığım dönem uyku ile uyanıklık arasında sürüklenirken kulağıma gelen sesler aklımda; arkadaşlarımın uykularında fazla mesai yaptıklarını anlattıkları hikayeleri de anımsıyorum –süpermarket kasalarının tekrar eden bip sesleri ile bölünen geceleri. Ama şu ayrımı yapmak gerekir; iş ile ilgili rüya görmek ayrı, işin mantığına dair rüya görmek ayrı şeyler…”