The Roanoke Star | Fatih Balkış | Alıntı

“Tünel çiz, mağara çiz. Columbine’ı yinelemeyi düşün. Columbine’ı yineleyeceğini yaz. Bunu öğretmenine söyle. Sana oynaman için verilen oyun hamurlarıyla penceresiz ve kapısız evler yap. Kliebold ve Harris’e hayranlık duy. Tekvando kursuna git. Tom Sawyervari bir roman yaz ve yayıncıdan ret al. Duvarlara şarkı sözleri yaz. Kendini kendinin ikiz kardeşi olarak tanımla. Kendine soru işareti adını ver. Evdeki kağıtları yak ve küllerini yastığının altında sakla. Elindeki çakıyı halıya sapla. Kendini dışarıya kapat. Kendini kilit altında tut.”

Balkış, F. (2024). The Roanoke Star. Epona. s. 15.

 

boksi IV

mevsimlerin acı kahkahası kulağında
sen bakıyorsun ben bakıyorum
biz bize bakışıp
ama asıl avrupalıların incelmiş
bakışları gibi değil dik dik
dağdan indik buraya geldik
hala dağın kavgasını bitiremedik
ilk kim başlattı kimse bilmiyoruz

sakın o japon bilgeliği değil boynumuzda
yular fular bir de keçeden atkı
eklem yerlerinde yara yapan sıkıntı

bütün yaz güneş topladıktan sonra
kış boyu kıvrılıp yatacaksak
niçin uğraşıyoruz

sürekli kendimize
ve ötekilere sorular soruyoruz
freud’dan öğrendiğimiz altın dalını uzat da
sınıkçılar ovsun dört yanımızı

oysa bir bebek, bir çocuk, üç bagaj taşıyan kadın
şiiri omuzlarıyla yazınca
klavye başındakiler
koşuya çıkalım demiş murakami’yle

Ben Sokak Kızıyım | Nazan Öncel | Alıntı

Nazan Öncel’in 1996 tarihli ‘Sokak Kızı’ albümünün açılış parçası, 4:16’lık bakır leblebi.

ekmek çaldım fırından
katık buldum çöplükten
polis koştu peşimden
hırsız polis oynadım

ben sokak kızıyım
bana iyi davranmayın

tütün buldum yerlerden
gittim yattım birinlen
dayak yedim abimden
korkum yoktur itlerden

ben sokak kızıyım
bana acımayın

ben okullu olmadım ben
renkli boyalarım, kalemim olmadı
ne önlük giydim, ne yavru kurt oldum
ne baş ögretmenim, ne kitabım oldu

ben çocuk olmadım
ben çocuk olmadım

boksi III

klimasız fayans bir adana dükkanda
bici bici, karsambaç ve adorno kitapları satıyoruz
moralimiz minimumda seyrederken
komşu kurnaz sahaf selam bile vermiyor
garip bi hınç bu, ancak düşmana, el emeksiz
portakal çiçeği festivalinde mümkün değil
yarın lanthimos favori oyuncularıyla çekebilir

ezeli mağlup don diego de zama’yı
x coğrafyasında herkes mi tanıyor
kırk metrekare evler kurarken teknelerin kuytularına
greta’dan öğreniyorum öğrenmeyi
henüz bitiremedim, kaç sayfa geçti
öğlen güneş altında dürbünle sersem gibi
elli faktör kortizollu yüz kremiyle gözünü silip
şiiri okumadan yazınca daha ne beklemiştin
uçuruma ben varım demiştin (yo)

affetmek için suyumuzu kuyulardan
içine zehir katıp avcumuzla içip
rastgele bir dünya bu sakin sokaklarda
her akşam enter’ın yeni satırıyla kesilmiş
kaçırılmış, ertelenmiş, tedavi edilmemiş, cevapsız (ah)
gardını bir kere düşürünce gelen muhafız
panoptikon diyor, biz aslında seni görebiliyorduk
sen de görünmek ve görülmek istemedin mi
hep beraber kaybolmadık mı biz

Fatmagül’ün Yengesi’nin Şule Gürbüz yazısı

Fatmagül’ün Yengesi. (2025, Mayıs 25). Şule Gürbüz. https://substack.com/home/post/p-163388211
bu blog’a şimdiye kadar ‘şule gürbüz’ tag’i olan dokuz yazı eklemişim, çoğu alıntı. bu onuncu olacak. çok iyi buldum yazıyı. keşke robert walser yaşıyor olsaydı da bu yazıyı okuyabilseydi diye düşündüm. öğrenci, hoca olmak istiyor. iki romanı hariç bütün kitaplarını okumuş. kıyamet emeklisi iki roman mı yoksa tek roman mı?
bir de kısa alıntı ekliyorum yazıdan.
“Belki hatırlarsınız, Covid 19 zamanında Tourette etiketli tik tok videoları meşhur olmuştu. Milyonlarca izlendi. Videoları da tahmin edeceğiniz gibi genellikle ergenlik çağındakiler çekiyordu. Bu fenomen üzerine yazılan yayınlardan ilki şuydu: TikTok Tourette’s: Are We Witnessing a Rise in Functional Tic-Like Behavior Driven by Adolescent Social Media Use? Makaleye göre bu videolardakilerin %86’sı Tourette taklidi yapıyor. Hasta falan değiller. Bir de terim uydurmuşlar hatta functional tic-like behavior diye: Fonksiyonel tik benzeri davranış. Gençleri yargılamamak adına uydurulmuş bir terim, Yargılamaktan kaçınıyorlar çünkü bu insanlar normal, alelade kimseler. Güzel bir yüzden, becerikli ellerden, keskin zekadan, varlıklı ebeveynlerden yoksunlar. Hiçbir zaman ilgi çekici olmamışlar. Bu duyguyu bir kez olsun tatmak için yalan söylemeyi göze almışlar.”