Hülya dört yıldır çalıştığı erkek kuaförü ve bakım merkezinde bir adamın serçe parmağını kesti. Dükkanın sahibi de onun kalan aylığından müşteri memnuniyetsizliğini keserek, 400 lira verip işten çıkardı. Bir buçuk hafta boyunca müşteriler manikür, pedikür ve baş masajı hizmetlerinden mahrum kaldılar. Epey müdavim kadının cep telefonunu istedi, verdiler mi bilmiyorum.
Biz lokantacılık sektöründeyiz. Böyle sorunlar bizim dükkanlarda olmaz, yakın temas yok sonuçta. Bazı meslekler tehlikeli. Aynı sitede çalışınca tanık oluyoruz ister istemez. Bana ertesi gün, kargocu çocuk anlattı. Olayın öncesinde bu parmaksız herifi duymuş, “ben de senin ayaklarını göreceğim” diye sıkıştırıyormuş Hülya’yı. Bağrışmalar da duyduğunu söylüyor. Aletiyle dıt dıt yapmış da öyle kesilmiş.
Otoyolun karşısındaki BaharKent sitesinin kuaförü işe aldı Hülya’yı, büyük cesaret vallahi. Kadının portföyü var, orasına eyvallah ama böyle bir olaydan sonra… Tanıyan, bilen insan elini ayağını emanet edemez.
Bizim meslek yine iyi. Yakın temas yok. Ciğer al, bulgur ver. Kola getir, tabak götür. Gerçi bizim lokantada da çorba yapan bir kadın vardı. Bundan sekiz sene önce, getir götürcü elemanın üstüne kızgın ayçiçek yağı fırlatmıştı. Ama o kadına deli diyorlardı zaten. O da işinde iyiydi. Güzel işkembe yapardı bak, sonra millet birkaç ay sorduydu sizin çorbacıya ne oldu diye. Demekki mesele çok da yakın temasla ilgili değil aslında düşününce. Deli, her yerde deli.