Birbirine çok benzeyen kitapların ortak bir yapısı vardı: Mektuplar âşıkların yaşayabileceği ilk rastlaşma, bakışma, karşılaşma, buluşma, mutluluk, özlem, tartışma gibi durumlara göre sıralanmıştı. Mevlut, mektuplarda kullanabileceği ifadeler, kalıplar aramak için bu kitapların son sayfalarını okurken her aşk hikâyesinin zorunlu olarak çeşitli aşamalardan geçeceğini öğrendi. Kendisiyle Rayiha daha işin başındaydılar. Bazı kitaplarda âşık erkeğin yazacağı mektuplarla birlikte kızın ona vereceği cevaplar da vardı. Aşk acısı, naz yapma zevki ve hayal kırıklığı yaşayan çeşit çeşit insan Mevlut’un hayalinde canlanıyor, bir roman okur gibi başkalarının hayatlarını keşfederken kendi durumunu bu kişilerin insanlığı ile kıyaslıyordu.
İlgisini çeken bir başka konu başarısızlıkla, ayrılmayla biten aşklardı. “Evlilikle sonuçlanmayan aşk maceralarının” sonunda tarafların birbirlerine yazdıkları aşk mektuplarını geri isteyebileceğini de bu kitaplardan öğrendi Mevlut.
“Allah korusun, işler kötü gider de Rayiha bana yazacağı mektuplarını geri isterse veririm,” dedi bir akşam ikinci kadeh rakıdan sonra. “Ama benim ona yazacaklarımı asla istemem geriye, kıyamete kadar Rayiha’da kalabilir.””
Orhan Pamuk, Kafamda Bir Tuhaflık, Yapı Kredi Yayınları, 2015 [2014], 4. basım, s. 151.